Çocuklarda Emzik Kullanımı

Emzik Kullanalım Mı, Kullanmayalım Mı?

Emzik kullanımı konusunda kesin bir yargı bulunmamaktadır. Emzik kullanımına avantajları ve dezavantajları göz önünde bulundurularak, daha da önemlisi bebeğinizin ihtiyacı olup olmadığı dikkate alınarak siz ebeveynler tarafından karar verilmesi gerekir. 

Emzik Kullanmanın Faydaları

  • Ó Bebeğinizi sakinleştirebilir.
  • Ó Aşılar, kan testleri veya diğer tıbbi işlemler sırasında ve sonrasında bebeğinizin dikkatini dağıtmakta işe yarayabilir.
  • Ó Uykuya dalmasına yardımcı olabilir.
  • Ó Hava taşıtları ile uçuş sırasında kulak ağrısını gidermeye yardımcı olabilir.
  • Ó Uyku vaktinde ve yatmadan önce emzik emmek ani bebek ölümü sendromu riskini azaltabilir.

Emzik Kullanmanın Zararları

  • Ó Emzik bebeğinizde bağımlılık
  • Ó Emzik kullanımı orta kulak enfeksiyonu riskini artırabilir. İlk 6 ay bu olasılık çok düşüktür.
  • Ó Genelde 2 yaş sonrasına sarkan uzun süreli emzik kullanımı diş ve damak problemlerine yol açabilir.
  • Ó Emzik kullanımı özellikle ilk 1 ay içerisinde emzirmeyi bozabilir. 1. aydan sonra emzirmeyi etkilemediği düşünülmektedir.

Ne Zaman, Hangi Emzik?

Henüz diş çıkarmamış bebeklerde silisyumdan üretilmiş olan silikon emzikler tercih edilmelidir. Diş çıkarmış bebeklerde ise diş darbelerine karşı daha dayanıklı olan kauçuk emzikler tercih edilmelidir.

Emzikler şekil itibariyle anatomik (damaklı) ve anatomik olmayan (damaksız) olmak üzere ikiye ayrılır. İlk 1 yıl anne memesine benzerliğinden dolayı daha çok damaksız (anatomik olmayan) emzikler tercih edilmelidir. 1 yaşından sonra ise damaksız emzikler diş ve damak yapısına zarar verebileceği için damaklı (anatomik) emzikler kullanılmalıdır.

 Emzik İle İlgili Püf Noktaları

  • Ó Çocuğunuzu sakinleştirmek için kolaycılığa kaçıp hemen emzik vermeyin. Bazen bir pozisyon değişikliği veya sallama ağlayan bir bebeği sakinleştirebilir.
  • Ó Emziği bebeğinize yalnızca beslenmelerden sonra
  • Ó Tek parça, bulaşık makinesinde yıkanabilir bir emzik seçin. İki parçadan oluşan emzikler boğulma tehlikesi oluşturur.
  • Ó Bebeğinizin emzik ihtiyacını kendisinin belirlemesine izin verin. Bebeğiniz emziğe ilgi duymuyorsa onu zorlamayın.
  • Ó Bebeğiniz 6 aylık oluncaya ve bağışıklık sistemi olgunlaşıncaya kadar emzikleri sık sık kaynatın veya bulaşık makinesinden geçirin. 6 aylıktan sonra emzikleri sabun ve suyla yıkayın.
  • Ó Emziği kendi ağzınızda durulamayın. Bu şekilde bebeğinize sadece enfeksiyon bulaştırırsınız.
  • Ó Emziği reçel, pekmez gibi şekerli besinlerin içerisine daldırmayın.
  • Ó Bebeğinize kullandığınız emzikleri sık sık değiştirin ve bebeğinizin yaşına uygun emziği kullanın.
  • Ó Emziği asla bebeğinizin boynuna dolanacak kadar uzun bir ipe veya kayışa bağlamayın.
  • Ó Emzik alışkanlığı en geç 2 yaşında bırakılmalıdır. Aksi halde diş ve damak problemlerine ve bağımlılık yoluyla psikolojik problemlere yol açabilir. 

Çocuklarda İnfluenza (Grip) Enfeksiyonu ve Belirtileri.

Çocuklarda İnfluenza (Grip) Enfeksiyonu

İnfluenza, sağlıklı çocuklarda genellikle kendi kendini sınırlayan, başka bir sağlık problemine yol açmayan bir enfeksiyon olarak karşımıza çıkarken; nadiren de olsa, ölüme dahi neden olabilen komplikasyonlara yol açabilir.

İnfluenza A, B ve C influenza virüsleri bu hastalığa neden olmaktadırlar.  Bu virüsler genelde kış mevsiminde salgınlar yaparlar. Neden oldukları enfeksiyonlar kendi isimleri ile anılırlar. İnfluenza; genelde üst bazen de alt solunum yollarını etkilemektedir. İnfluenza virüsü, dünya çapında meydana getirdiği salgınlarla kitlesel ölümlerine neden olmuş bir virüstür. İnfluenza virüsünün toplumdaki antijenik tipleri, yıldan yıla değişmektedir.

grippp

İnfluenza Enfeksiyonu Çocuklara Hangi Yolla Bulaşır?

İnfluenza enfeksiyonu, çocuklara damlacık yoluyla bulaşır. Bunun yanı sıra bulaşmada temas ettikleri yüzeylerin de rolü fazladır. Çocuk bol miktarda virüs barındıran masa, kapı kulpu, oyuncak gibi yüzeylere temas ettikten sonra temasta bulunan elini gözüne veya ağzına götürmesiyle bulaş meydana gelebilir. Bu yol, özellikle çocukların enfekte olması açısından önemlidir.

İnfluenza enfeksiyonunun kuluçka süresi 1-4 gün arasında değişmektedir. Çocuklar genellikle hastalığı kaptıktan sonra 1 haftaya kadar başka kişilere bulaştırabilirler.

İnfluenza Enfeksiyonunun Çocuklar Arasındaki Sıklığı Nedir?

Her yıl okul öncesi ve okul çağındaki çocukların yaklaşık % 35-40’ı bu hastalığı geçirmektedir. Özellikle altı aydan küçük çocuklarda hastaneye yatış oranı 1/10’dir.

Çocuklarda influenzadan ölümler erişkinlere göre daha az orandadır.

Çocuklarda İnfluenza Belirtileri Nelerdir?

İnfluenza belirtileri ve bulguları, çocuğun yaşına ve daha önce virüsle karşılaşıp karşılaşmadığına göre değişmektedir. İnfluenzanın klasik şekli; ateş, baş ağrısı, kas ağrısı, kırgınlık ve halsizlikle başlar. Daha sonra boğaz ağrısı, öksürük ve burun akıntısı bu belirtileri takip eder. Küçük çocuklarda, daha önce influenza virüsüyle karşılaşmamış olmaya da bağlı olarak ateş daha yüksek seyreder. İştahsızlık, bulantı-kusma gibi mide-bağırsak yakınmaları çocuklarda daha sıktır.

İnfluenza ateşli havale ihtimalini diğer birçok enfeksiyona göre arttırır.  Çocuğun şikayetleri, genellikle dört-beş gün içinde hafiflemeye başlar. Çocuk düzelmekte iken yeniden ortaya çıkan ateş gibi belirtiler ve bulgular, akut sinüzit başta olmak üzere komplikasyon geliştiğinin bir habercisi olabilir. Özellikle küçük çocuklarda öksürüğün haftalarca devam etmesi, şiddetinde ve sıklığında kademeli bir azalma olmak koşuluyla, normal sayılabilir.

Büyük çocuklarda, hastalık sırasındaki bitkinliğin devam etmesi ve çabuk yorulma yakınmalarıyla kendini belli eden bir durum görülebilir. Yenidoğanlarda, küçük çocuklarda ve bağışıklığı baskılanmış çocuklarda klinik tablo değişik olabilir ve tanı güçlüğü yaratabilir.

Çocuklarda İnfluenza Nasıl Tedavi Edilir?

İlaç tedavisi çocuklarda influenza yakınmalarının şiddetini ve süresini azaltmakta, influenza enfeksiyonunu ağır geçirme riski altında olan çocuklarda komplikasyonları, hastaneye yatışları ve ölümü önleyebilmektedir. Yaş küçüldükçe ve antivirale başlama süresi kısaldıkça antivirallerin yararı daha da artmaktadır. Zanamivir ve oseltamivir içeren ilaçlar ülkemizde başlıca kullanılan ilaçlardır. Hem influenza A hem influenza B’ye etkilidir. Semptomların süresini ortalama bir gün kısalttıkları, influenzaya yakalanma olasılığını % 70-90 oranında azalttıkları belirlenmiştir. Oseltamivir, ağız yoluyla kullanılır. Kapsül ve süspansiyon şeklinde pazarlanmaktadır. Oseltamivirin en önemli yan etkisi, hastaların % 15’inde görülen bulantı-kusmadır. Ribavirinin de influenza A’da ve B’de etkili olduğunu bildiren yayınlar vardır; ancak ribavirin, şu an için, influenzada kullanılması önerilen bir ilaç değildir. Antiviral tedavinin başlanması için viral tetkik sonucu beklenmemelidir. Hastanın aşılı olup olmadığı göz önüne alınmamalıdır.

Videolarımız:

1- Çocuklarda İnfluenza Belirtileri Nelerdir?  tıklayınız...

2- Çocuklarda İnfluenza Nasıl Tedavi Edilir?  tıklayınız...

 3- Çocuklarda Grip Aşısı. tıklayınız...

Çocuklarda Meningokok Enfeksiyonları

Meningokok; neisseria meningitidis adı verilen ve insanlarda çeşitli hastalıklara yol açan bir bakteridir. Çocuklarda ve erişkinlerde menenjitin en sık nedenidir.

Ülkemizde görülen bakteriyel menenjit vakalarının %90’ı meningokok kaynaklıdır. Meningokok bakterisinin yapısından dolayı A, B, C, W-135 ve Y tipleri insanlardaki enfeksiyonların çoğundan sorumludur.

Her yıl tüm dünyada bir milyona yakın kişiyi etkilemekte olup bunların çoğu çocuktur. Meningokok hastalığı en sık 1 yaş altı bebeklerde görülmektedir.

Bu hastalıkta ölüm oranı yaklaşık %10 ve sakatlık oranı ise %40 civarındadır.

Meningokok mikrobu özellikle askeri kışla, okul ve öğrenci yurtları gibi kalabalık ortamlarda hızlı yayılır.

MENİNGOKOK AŞILARI:

Meningokok hastalığından çocuklarımızı korumanın en etkili yolu aşılamadır. Meningokok hastalığına yol açan tüm alt tiplere karşı koruyan tek bir aşı bulunmamaktadır.; Türkiye’de en sık görülen alt tiplere karşı koruma sağlayan 2 grup (ACYW ve B aşıları) meningokok aşıları bulunmaktadır. Bu aşıların koruyuculuk süreleri en az 5 yıldır. Bu aşılar canlı aşılar olmamakla birlikte diğer aşılarla ciddi etkileşim içerisine girmezler.

Menactra (Sanofi Pasteur), Menveo (Glaxo Smith Kline) ve Nimenrix (Pfizer) ülkemizde ruhsat alabilmiş olan ACWY alt tiplerine karşı geliştirilmiş aşılardır. Bu aşılar rutin çocukluk çağı aşılarının çoğuyla birlikte aynı anda uygulanabilir. Ancak, Menactra bazı pnömokok alt tiplerine aşı cevabını engellemesi nedeniyle 13 valanlı pnömokok (PCV-13) aşısıyla aynı anda tercih edilmemelidir. İdeal olarak önce PCV13’ün uygulanması en az 1 ay süre sonra Menactra aşısının uygulanması önerilir.

Meningokok B (Men B) aşılarından ise sadece Bexsero markası ülkemizde ruhsat alabilmiştir. Bu aşı, diğer ACWY aşılarıyla veya diğer çocukluk çağı aşılarıyla aynı anda veya birkaç gün ara ile uygulanabilir.

Sağlıklı Nesiller, Mutlu Yarınlar...

Meningokok Aşıları - Uzm. Dr. Can Ebiri - İzlemek İçin Tıklayın...

 

 

Çocuklarda Maymun Çiçeği Hastalığı

Merhaba değerli ebeveynler.

Her hafta sizler için çocuk hastalıkları ve sağlıklı çocuk gelişimi ile ilgili konulara değindiğim içerikler paylaşmaya devam edeceğim

Bu haftaki içeriğimizin konusu ise şöyle;

ÇOCUKLARDA MAYMUN ÇİÇEĞİ HASTALIĞI

Maymun çiçeği virüsünün (Monkeypox) neden olduğu bu hastalık; Orta ve Batı Afrika'nın tropikal yağmur ormanlarında ortaya çıkan ve zaman zaman diğer bölgelere yayılan, hayvanlardan kaynaklı viral bir hastalıktır. Diğer birçok hayvan kaynaklı hastalıkta (zoonoz) olduğu gibi insanın doğaya verdiği tahribat bu gibi hastalıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktadır.

İlk olarak maymunlarda çiçek hastalığına benzer bir hastalığa neden olduğu için bu ismi almıştır. Daha sonra maymunlardan insanlara bulaşmıştır. Maymun çiçeği virüsünün Orta Afrika ve Batı Afrika olmak üzere iki farklı türü vardır. İnsanlarda görülen Orta Afrika maymun çiçeği virüsü, Batı Afrika virüsüne göre daha şiddetli ve daha yüksek ölüm oranına sahip hastalığa neden olur.

Bu hastalık açısından çocuklar özellikle risk altında bulunmaktadır. Çocukların bu enfeksiyondan ölüm oranları, erişkinlere nispeten oldukça yüksektir. Maymun çiçeği virüsü, henüz anne karnında olan fetüse plasenta yoluyla bulaşabileceğinden ve hamilelikte komplikasyonlara veya düşüklere yol açabileceğinden hamile kadınlar da bu hastalık açısından daha yüksek risk altında bulunuyor. Yayılım hızı çok yüksek olmamasına rağmen öldürücülük oranı %3-6’yı bulabilmektedir.

Nasıl Bulaşır?

Maymun çiçeği virüsü insanlara çoğunlukla kemirgenler ve memeli hayvanlardan bulaşır, ancak insandan insana bulaşma da gerçekleşebilir. İnsandan insana ciltteki lezyonlar, vücut sıvıları, damlacık yolu veya enfeksiyon geçirmekte olan kişilerin kullandıkları eşyalar ile bulaşabilir. İyi pişmemiş hayvansal ürünlerde bulaş açısından risklidir. Gebe anneden fetüse plasenta yoluyla da bulaşabilir.

Belirtileri Nelerdir?

Bu hastalıkta kuluçka süresi genellikle 5 ila 21 gün arasında değişebilmektedir. Hastalık; ateş, baş ağrısı, küçük çocuklarda huzursuzluk, vücudun çeşitli yerlerindeki lenf bezlerinde şişme, sırt ağrısı, kas ağrıları ve şiddetli halsizlik gibi şikayetler ile başlar. Bunu daha çok yüz, kollar, el ve ayaklar ve bacaklarda yayılım gösteren döküntüler izler. Bu hastalıkta tipik olarak gövdede döküntü pek olmaz. Döküntüler genelde yüzden başlayıp aşağı doğru yayılır. Bazı çocuklarda ağız içinde, genital bölgede ve gözlerde de döküntüler görülebilir.

Döküntüler başlangıçta deriden kabarık değildir. Sonrasında sırasıyla deriden hafif kabarık, içi sıvı dolu lezyonlara dönüşür. Bu lezyonların içindeki sıvı başta şeffaf rente iken, ilerleyen günlerde sarımsı bir hal alır. Son olarak; döküntüler kuruyup geçer. Bu hastalığın iyileşme süreci bir ayı bulabilmektedir. Birçok çocukta hastalık kendiliğinden düzelir. Şiddetli vakalar çocuklar arasında daha sık görülür. Ölüm oranları da küçük çocuklarda daha yüksektir. Bu hastalıkta görülebilen başlıca komplikasyonlar; akciğer enfeksiyonu (zatürre), ensefalit (beyin iltihabı), sepsis (kanda enfeksiyon) ve kornea tutulumunun olduğu göz enfeksiyonlarını içermektedir.

Tanısı Nasıl Konulmaktadır?

Ciltten alınan numunelerin PCR testi yapılması suretiyle kesin tanı konur. Çok gerekli ise biyopsi ile de tanı konabilmektedir.

Nasıl Tedavi Edilir?

Bu hastalığın tedavisi için çeşitli antiviral ilaçlar (tekovirimat) ve damardan uygulanan immünoglobülin adını verdiğimiz ilaçlar bulunmaktadır. Maymun çiçeği hastalığı için onay almış bir aşı da bulunmaktadır.

Hastalıktan Korunma Yoları Nelerdir?

Çocuklarımızı maymun çiçeği hastalığından korumak için; • Hastalığın sık görüldüğü bölgelerde ölü hayvanlar da dahil olmak üzere kemirgenlerle ve hastalık belirtisi olan kişilerle temasını kesin! • Hasta bir hayvan ya da insanın temas etmiş olduğu eşyalara dokunmaktan sakındırın! • Enfekte hayvanlar veya insanlarla temastan sonra sabun veya alkol bazlı el dezenfektanı ile iyi el hijyeni uygulayın. • Damlacık yolu ile de bulaşabildiği için çocuğunuza maske takmayı ihmal etmeyin!

Sağlık Bakanlığının Maymun Çiçeği Rehberine ** BURADAN ** ulaşabilirsiniz.

Çocukluk Çağı Astımı

Çocukluk Çağı Astımı

Astım, hava yollarının belli zaman dilimlerinde daralmasına bağlı olarak gelişen, nöbetler halinde gelen öksürük, solunum güçlüğü, çabuk yorulma, tıkanma ve hışıltı ile seyreden bir alt solunum yolu hastalığıdır.  

Havayollarında hassasiyete neden olan genetik faktörlerin üzerine çevresel etkenlerin eklenmesiyle başladığı düşünülmektedir. Büyük ölçüde alerjik nedenlerle, bazen de özellikle küçük çocuklarda basit solunum yolu hastalıklarıyla tetiklenir. 

Genellikle astımı olan çocukların solunum güçlüğü atakları ve öksürükleri geceleri daha belirgindir. Bu hastalarda efor ile öksürüğün artması oldukça tipiktir. Çocukluk çağı astımı bazen solunum güçlüğü nöbetleri olmadan sadece tekrarlayan öksürüklerle karşımıza gelebilir. Astım atakları kullanılan ilaçlarla büyük ölçüde gerileyebilir ancak tekrarlayıcı özelliği genellikle devam eder. Astımın kabaca alerjik (atopik) ve alerjik olmayan (nonatopik) olmak üzere iki şekli vardır.

Astımın Çocuklardaki Sıklığı Nedir?

Astımın çocuklardaki sıklığı yaklaşık olarak %9-10 civarındadır. Tüm dünyada alerjik hastalıkların ve astımın görülme sıklığı giderek artmaktadır. Toplumda her 5 çocuktan birinde alerjik hastalıklar, her 10 çocuktan birinde ise astım hastalığı görülmektedir.

Astım Hastalığı Kaç Yaşında Başlar?

Astım çocuklarda her yaşta ortaya çıkabilir. Genellikle %80 oranında 5 yaştan önce başlar.

Astım Çocuklarda Geçici Bir Hastalık Mıdır?

Genel olarak çocukluk çağında astım tanısı almış hastaların yaklaşık %50-60′ı ergenlik dönemine kadar iyileşir. Doğru planlanan bir tedavi ile astım büyük ölçüde kontrol altına alınabilen bir hastalıktır.

Çocuklarda Astım Tedavi Edilmez İse Ne Gibi Sakıncaları Vardır?

Astım çocuklarda uygun şekilde tedavi edilmezse büyüme geriliğine, günlük aktivitelerde kısıtlılığa, okul devamsızlıklarına, maddi ve manevi kayıplara sebep olur.

Çocukluk Çağı Astımının Belirtileri Nelerdir?

Astımda ana belirti öksürüktür. Öksürük çeşitli şekillerde olabilir. Esas olarak geceleri ve eforla (hareketle) artan öksürük tipiktir. Öksürük genelde balgamlı vasıftadır. Özellikle küçük çocuklar balgamı çıkarmakta güçlük çekerler. Astımda görülen diğer belirtiler şunlardır;

  • Nefes darlığı
  • Soluk alıp verirken hışıltı
  • İstirahat esnasında hızlı nefes alıp verme
  • Göğüs ağrısı
  • Nefes alıp verirken kaburgalar arasında çekilmeler
  • Halsizlik
  • Yorgunluk hissi
  • Dudak ve tırnaklarda morarma
  • Kokulara karşı hassasiyet

Çocuklarda Astım Atağını Tetikleyen Faktörler Nelerdir?

Alerjenler: Ev tozu, ev tozu akarları, polenler, küf mantarları, hayvan tüyleri/yün gibi maddeler

Kimyasallar: Sigara dumanı, hava kirliliği, parfüm, cila, boya gibi 

Enfeksiyonlar: Özellikle üst solunum yolları enfeksiyonlarından sinüzit, nezle, grip gibi enfeksiyonlar

Bazı ilaçlar: Aspirin, ibuprofen, naproksen gibi nonsteroidal anti-inflamatuar ilaçlar bazı durumlarda tetikleyici olabilmektedir.

Bazı gıdalar: Astım atağını tetikleyen besinlerin en çok bilinenleri kabuklu yemişler, kabuklu deniz hayvanları, süt ve süt ürünleridir. Bunlar dışında, çocuktan çocuğa değişiklik gösterebilen pek çok gıda da alerjik astıma neden olabilmektedir. Başta tartrazin olmak üzere tatlılarda kullanılan renk veren maddeler, gıda boyaları da astım atağını tetikleyebilmektedir.

Bunların yanı sıra özellikle stres ve soğuk hava da astım atağını tetikleyebilmektedir.   

Çocuklarda Astım Tanısı Nasıl Konur?

Çocuklarda astım tanısını kesin olarak koyduracak herhangi bir tetkik bulunmamaktadır. Hastalığın hikâyesi, muayene bulguları ve astım dışında kronik öksürüğe neden olabilecek başka hastalıkların (tüberküloz, kistik fibrozis, gastroözefageal reflü, geniz akıntısı sendromu, kronik sinüzit, geniz eti) olmadığının ispatı ile konur.

Akciğer filminin astım tanısından ziyade astım dışı hastalıkların olmadığının gösterilmesi için çekilmesi yararlıdır. Ek bir sorun yoksa astımlı çocukların akciğer filmlerinde belirgin bir anormallik yoktur. Sadece bronşlarda kalınlaşma ve akciğer hava miktarında artma görülür.

Solunum testleri  özellikle bu testlere uyumlu olan 6 yaşından büyük çocuklarda solunum testi yapmak astım tanısı koymada yardımcı olabilmektedir. Ayrıca tedaviye yanıtın takibinde de kıymetli bilgiler verir. Test, spirometre adlı cihaza hızla üflemek suretiyle yapılır. Hızlı üfleme sırasında akciğerdeki hava akım hızları, spirometreye bağlı bir bilgisayar tarafından ölçülür. Çıkan sonuçlar hastanın yaşına uygun değerler ile karşılaştırılır.

Kan testleri astım olduğu düşünülen çocuklarda alerjik yapısının olup olmadığını gösteren immünglobülin E maddesi (IgE) bakılması ve eozinofil adlı alerji hücrelerinin sayımı alerji araştırmasında önemlidir. IgE düzeyinin normal çıkması çocuğun astım olmadığı anlamına gelmez. Sadece alerjisi olmadığını ortaya koymakta yardımcı olur.

Deri testleri  alerjik astımı olduğu düşünülen çocuklarda özellikle solunum yolu alerjenlerinin tespiti için kullanılır. Yenidoğan döneminden itibaren bu testler yapılabilmektedir.

Her alerjik çocuğun astım olmayabileceği ve her astımlı çocukta da alerji olmayabileceğini aklımızdan çıkarmamamız gerekir.

Çocuklarda Astım Nasıl Tedavi Edilir?

Eğer çocuğunuzda alerjik astım varsa öncelikle alerjik olunan maddeden uzak tutmak gerekir. Hekiminizin önerileri doğrultusunda alınacak çevresel önlemler ile hastalık belirtilerinin belirgin derecede azalması mümkündür.

Çocuğunuzdaki astım alerjik değilse ya da alerjik çocuklarda çevresel önlemlerin yeterli olmadığı durumlarda ilaç tedavisi başlanabilir. İlaç tedavisinin uygun görüldüğü çocuklarda hava yolu ile akciğerlere çekilip bronşları tedavi eden sprey veya nebül şeklindeki ilaçlar kullanılmaktadır. Bunlar, alerjinin yarattığı bronş hassasiyetini azaltarak atakları önleyici ve çocuğun şikayetlerini rahatlatıcı ilaçlardır.

Astım tedavisinde kullanılan ve atakları önleyici etkisi olan ilaçların birçoğunda düşük dozlu kortizon bulunmaktadır. Ancak bu gibi ilaçların kana geçme oranı çok düşük olduğundan, uygun dozda kullanıldıklarında kortizona ait yan etkilere yol açmayan ilaçlardır.

Bunun yanı sıra hekiminiz atak sıklığını azaltmak için montelukast sodyum adını verdiğimiz ilacı içeren toz ya da çiğneme tableti şeklinde önerebilirler.