Bebeğinizin 1. Ayı

BEBEĞİNİZİN 1. AYI

Yenidoğan dönemi olarak da adlandırılan yaşamın ilk 1 ayında bebeğinizde çok hızlı değişiklikler olur. Hızlı değişikliklerin olması bu dönemi özel kılar.

Büyüme Parametreleri:

Yaşamın ilk ayı bebeğinizin en hızlı büyüme kaydettiği zaman dilimidir. İlk 1 ay bebeğinizde yaklaşık 3-4 cm boy uzaması ve 600-900 grama yakın da kilo alımı olur. Zamanında doğmuş 1 aylık kız bebeğin, boyunun 50 cm ila 59 cm arasında ve vücut ağırlığının ise 3000 gr ila 5400 gr arasında olması beklenir. Zamanında doğmuş 1 aylık erkek bebeklerin ise, boyunun 51 ila 60 cm aralığında, vücut ağırlığının ise 3000 gr ila 5800 gr arasında olması gerekir.

Beslenme:

Bebeğiniz için en iyi besin anne sütü olduğundan dolayı Dünya Sağlık Örgütü bebeğinizi ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslemenizi önermektedir. Anne sütü, yaklaşık olarak %85-%90 oranında su içerdiğinden dolayı emzirme sonrasında kesinlikle su verilmemelidir. Anne sütü hem bebeğinizin sıvı ihtiyacını karşılar hem de büyümesi için gerekli olan yağ, vitamin, karbonhidrat ve proteinlerle bebeğin büyümesini sağlar. Ayrıca içerdiği bağışıklık hücreleri ve antikorlar sayesinde bebeğinizi enfeksiyonlara karşı korur.

Sadece anne sütü verilen bir bebek, gün içerisinde 8-10 defa beslenebilir. Formül mamalar ile beslenen bebekler ise daha az sıklıkta beslenme ihtiyacı duyarlar. Çünkü formül mamalar daha uzun süreli tokluk hissi verir.

Bu dönemde bebeğiniz her istedikçe ya da 3-4 saatte bir beslemeniz uygun olacaktır.

 Emzirdikten sonra bebeğiniz rahatlıyor ve kolayca uykuya dalabiliyor ise,

 Anne sütü ile emzirme sonrası 2-3 saat kadar uyuyorsa,

 Günde ortalama 6-8 kez idrar ve 3-4 kez gaita yapıyorsa,

 0-3 aylar arasında günlük ortalama 20 gram ve üzeri (aylık 600 gram), 4. aydan itibaren ise günlük 9 gram ve üzeri (aylık 270 gram) tartı alımı varsa, sütünüzün yeterli olduğunu kabul edebiliriz.

Devamı videoda...

Sağlıklı Nesiller, Mutlu Yarınlar...

#canebiri #çocuksağlığı #sağlık #çocukgelişimi

 

Bebeğinizin 2. Ayı

Bebeğiniz gelişiminin 2. ayının başında ve sonunda olmak üzere (5. hafta ve 8. hafta) 2 defa büyüme atağı geçirir. Bu çocuğunuzun fiziksel ve bilişsel gelişiminde önemli bir yer tutar.

Büyüme Parametreleri:
Gelişim tablolarından bebeğinizin boy, vücut ağırlığı ve baş çevresi gibi büyüme parametrelerini takip edebilirsiniz. 2 aylık kız bebeğinin boy ortalamasının 57 cm, ağırlığının ise 4750 gr olması beklenir. Erkek bebeklerde ise ortalama boy 58,5 cm iken ortalama ağırlık 5200 gr civarındadır. Bu ayda ortalama 600 gram ve üzeri tartı alımı ve 3-4 cm kadar boy uzaması olur. Gelişim tablosunun kabul edilebilir aralığından uzaklaşma fark edilmesi halinde çocuk hekiminize başvurmanızı öneririm.

Beslenme:
Bebeğinizi bu ayda sadece anne sütü ile beslemelisiniz. Sağlıklı bir bebek, bu ayda günde 8-12 defa beslenme ihtiyacı duyar. Özellikle çalışan annelerin, bebekten ayrı kaldıkları süre zarfında, bebeğin beslenmesi için sütlerini sağmaları ve biriktirmeleri gerekebilir. Sağılan anne sütü kabaca derin dondurucuda 3 ay, buzdolabının kapak kısmında 3 gün ve oda sıcaklığında ise 3 saat bozulmadan muhafaza edilebilir.

Anne sütünün yetersiz kalması durumunda, formül mamayı bebeğe kaşık ya da enjektör ile vermenizi öneririm.

Motor Gelişimi:
Bebeğinizin uzuvlarını kullanma beceresi bu ayda oldukça gelişir. Motor becerileri refkleksif hareketlerden yavaşça uzaklaşmaya başlar. Başını kontrol etme denemeleri yapar. 2. ayına gelen bebeğiniz, yüzükoyun yatırıldığında başını yerden kaldırabilir. Dik tutulduğunda baş daha az düşer. Işığı ve objeyi gözleri ve başı ile 90 derece izleyebilir.
Bebeğiniz bu dönemde el ve ayak becerilerini keşfederek, bunları kontrol etmeyi öğrenir. 2 aylık bebek ellerini yoğun olarak hareket ettirir. Genellikle yumruk şeklinde olan ellerini açacak ve eline aldığı her şeyi ağzına götürüp emecektir. 1. ayda ayaklarını kaldırmayı başaramayan bebek, bu dönemde ayaklarını da özgürce kaldırmaya başlar.

Görme:
Bebeğiniz bu ayda görsel ve işitsel anlamda önemli gelişim kaydeder. Bebek bu dönemde hareket eden nesneleri takip ederek, gördüklerine dokunmaya çalışır. Bebeğinizin görme yetisi, ilk aya kıyasla önemli oranda gelişir. Fakat yine de nesneleri belli bir uzaklığa kadar görebilir. Dolayısıyla iletişim kurmaya çalışırken bebeğinize yakın olmanız gerekir. Bu ayda anne ve babası dışındaki yüzleri ve sesleri de tanımaya başlar.

İşitme:
Bu dönemde en büyük gelişim, işitme duyusunda gerçekleşir. Bebeğiniz artık sesleri net bir şekilde duyar ve ayırabilir. Hatta seslerin geldiği yöne doğru başını çevirebilir. Henüz seslere somut olarak tepki veremese bile sizi dinlemekten hoşlanır. Yumuşak bir ses tonuyla onunla sık sık konuşmak ve ses çıkaran oyuncakların kullanılması işitme duyusunun gelişimine katkıda bulunacaktır.

Tat ve Koku:
Bebeğiniz doğduğu andan itibaren, gelişmiş bir tat ve koku alma duyusu vardır. Bu ayda da tat ve koku konusunda öğrenme süreci devam eder. Örneğin, bebek bu dönemde, annesinin meme ucunu, koku duyusu ile bulabilir.

Sosyal Gelişimi:
Bebeğiniz ilk ay ağlayarak iletişim kurmaya çalışırken bu ayda ise anlamsız sesler ve mırıldanmalar aracılığı ile sizinle iletişim kurmaya çalışır.
Bebeğinize oyuncak seçerken özellikle canlı renkleri tercih etmelisiniz. Ayrıca ses çıkaran oyuncaklarda onun ilgisini çekebilir. Bu tür oyuncaklar, bebeğin işitme, görme ve dokunma duyularının gelişmesini destekler. Seçilen oyuncakların aspirasyon riski nedeni ile küçük parçalar içermemesi ve işitme sağlığı için yüksek sesler çıkarmaması gerekir.

Uyku:
Bebeğiniz bu ayda yaklaşık olarak 14-16 saat uyku uyur. İlk aya nispeten uyanık kalma süresi uzar. Gece gündüz kavramı bu ayda da henüz yerleşmemiştir.
Çocuğunuz için en güvenilir yatış pozisyonu sırt üstü yatıştır. Ayrıca bebeğiniz ile aynı yatakta uyumanız oldukça sakıncalıdır. Bu ayda aynı odada ve farklı yataklarda uyumalısınız.

Aşılar:
Bebeğinize bu ay sonunda Hepatit B, BCG (verem), DaBT-İPA-Hib (beşli karma aşı) ve KPA aşıları yaptırılmalıdır.

Tarama Testleri:
Bu ay içerisinde özellikle 41 günlükten sonra bebeğinize, gelişimsel kalça displazisinin (kalça çıkığı) olup olmadığının tespiti amacıyla Kalça Ultrasonu yaptırmanız gerekir. Yenidoğan tarama testleri kapsamında yaptırılan kalça ultrasonu, erken tanı ve tedavi açısından oldukça önemlidir.

Bebeklerde kulak şekil bozukluğu düzeltme uygulamasına başlamış bulunmaktayız.

Yenidoğan Bebeklerde ve Çocuklarda Anne karnında başlayan ve Östrojen hormonu yüzünden kıkırdak dokuların daha esnek ve yumuşak olmasından kaynaklı hafif kulak deformitesi olabilmektedir. Haftalar içinde bebeğin kan dolaşımındaki östrojen kaybolur, ve kulak kıkırdakları daha sert hale gelir. Hafif kulak deformitesi olan bebeklerde kulak kalıbı tedavisi ile ilk altı hafta içinde uygulandığında büyük ölçüde başarı elde edilebiliyor. Bu nedenle ne kadar erken tanılayıp erken tedaviye başlanırsa başarı şansı o kadar yüksek olur.

Uzm. Dr. Can Ebiri Özel Çocuk Kliniği olarak Hafif kulak deformitesi olan bebeğimize kulak kalıbı tedavisi ile yaptığımız tedavi başarılı olmuş, görselleri alttadır. 

ilkhastamız

HANGİ KULAK ŞEKİL BOZUKLUKLARI KALIPLAMA İLE DÜZELTİLEBİLİR?

Kepçe kulak, Fincan kulak, Sivri kulak, Kulak katlantıları, Gömülü kulak, Kulak memesi deformiteleri gibi pek çok şekil bozukluğu kalıplama yöntemi ile düzeltilebilmektedir. Kulak yapısında bozukluk (malformasyonları) ile giden ağır sendromik olgularda dahi başarılı sonuçlar alınmaktadır. Ya ameliyata hiç gerek kalmadan sorun çözülmekte ya da daha basit bir operasyonla düzeltilebilecek şekle gelmektedir.

 Bebeklerinizi yeni doğan döneminde mutlaka kulak şekil bozukluğu açısından muayene ettiriniz.  

KULAK ŞEKİLLENDİRMENİN ERKEN DÖNEMDE YAPILMASI NEDEN ÖNEMLİ?

Hafif kulak deformitesi olan bebeklerde kulak kalıbı tedavisi için en iyi sonuçlar, bebeklerin kulak kıkırdağının yumuşaklığından (şekillendirilebilirlik) dolayı ilk altı hafta içinde uygulandığında elde edilir. Anne karnındaki bebekler annedeki östrojen hormonunun etkisi altındadır. Östrojen hormonu kıkırdak dokunun yani kulakların daha esnek ve yumuşak olmasını sağlar. Haftalar içinde bebeğin kan dolaşımındaki östrojen kaybolur, ve kulak kıkırdakları daha sert hale gelir. Bu nedenle ne kadar erken tanılayıp erken tedaviye başlanırsa başarı şansı o kadar yüksek olur.

KULAK KALIPLAMA TEDAVİSİ NASIL UYGULANIR? İŞLEM NE KADAR SÜRER?

Bebeğin sakin olduğu veya uyuduğu bir zamanda kolayca uygulanabilir. Öncesinde muayene edilip nasıl bir şekillendirme yapılacağı hekiminiz tarafından kararlaştırılır. Yani bir ön çalışma yapılmış olur. Bebeğinizin kulak büyüklüğüne ve şekil bozukluğuna uygun olan kalıp seçilir, istenilen şekli vermek için gerekli olan parçalar yerleştirilir. Uygun yapıştırıcı veya sabitleyicilerle son dokunuşlar yapılır. Kalıp kulak üzerine yerleştirilir. Cildi tahriş etmeyen bantlarla sabitlenir. Bebeğin kulak şekil bozukluğunun derecesine göre değişebilmekle birlikte bu süre ortalama 5-15 dk kadardır. Kalıp ergonomiktir, bebeğinizin duymasını engellemez. Emzirmenizi, alt değiştirmenizi, kucaklamanızı, taşımanızı engellemez. Yani normal hayatınıza devam edebilirsiniz. Sadece kalıp ve bantların ıslanıp gevşememesi için banyo yaptırırken dikkat etmeniz gerekir.

Nasıl yapılıyor, ağrı yapar mı, nasıl görünüyor diye merak edebilirsiniz.

Fotoğraflarla ilk süreci anlatayım.

1

1. İlk hali, çocuğun ayına göre tedaviye uygun mu değil mi karar veriyoruz. 2 ayı geçmezse uygundur. Ama ne kadar erken o kadar iyi ve etkili.

2. Silikon kalıp aparatlarını uygun bir şekilde yerleştiriyoruz. Yumuşak, şekil alabilen parçalardan oluşuyor. Kulak anatomisini, kıvrım ve katlantıları düzenliyoruz. Bebeğin sakin hatta uykulu olması işimizi kolaylaştırıyor. Emzik, meme, biberon alabilir. Kalıbı sabitlemek için özel çift taraflı ve hava alabilen bantlar kullanıp sağlamlaştırıyoruz. Kalıplama işi ne kadar zaman alıyor derseniz, bebeğin sakinlik durumuna göre 15-30 dk sürebiliyor.

3. Haftalık kontrol ediyoruz. Kalıba su değmemesi, içine kusmuk vs girmemesi gerekiyor. 2-3 hafta kalıbın sabit kalması gerekli. Bantlara Su değmemesi için boyundan aşağı yıkamayı öneriyoruz.

4. Haftalık kontrollerde ciltte tahriş, yara vs oluyor mu takip ediyoruz. Bantlarda gevşeme varsa tekrar yapıştırıyoruz.

5. İki veya 3 hafta sonunda kalıpları çıkarıyoruz. Burda banyo yapıp geliyor bebişler. Durumu kontrol edip tekrar yeni kalıba yerleştiriyoruz. Tekrar 2-3 hf bekliyoruz.
Bebeğin ayına göre toplamda 4 ila 6 hafta kalıpta kalıyor kulaklar.
Ve mutlu son?

2 

KULAK KALIPLAMA TEDAVİSİ NE KADAR SÜREDE TAMAMLANIR?

İlk olarak kalıbın kulağa yerleştirilmesi yaklaşık 5-15 dk sürer. Haftalık kontrol edilir. Gerekirse ikinci veya üçüncü kalıp takılarak, küçük aparatlar veya bant yardımıyla aşamalı şekillendirme yapılabilir. Kalıp takıldıktan sonra ortalama 4-6 hafta süre ile takılı kalır. İhtiyaca göre bantlama da yapılırsa toplam 6-8 haftada tedavi tamamlanır. Ne kadar erken dönemde kalıplama yapılırsa kulak kıkırdağı daha yumuşak olduğu için kısa sürede tedavi tamamlanır. Kabaca 2 haftalık bebekte kalıp 2 hafta kalır, 4 haftalık bebekte 4 hafta, 6 haftalık bebekte 6 hafta kulaklar kalıp içinde kalır gibi düşünebilirsiniz.

5101804

KULAK KALIPLAMA SİSTEMİ BEBEĞİME AĞRI VERİR Mİ?

Hem kalıplama işlemi sırasında hem de kalıp takılı kaldığı sürece bebekte ağrı ve rahatsızlık hissi olmaz. Herhangi bir iğne batırma, delme gibi onun canını yakacak işlem yapılmaz.

fincan kulak

KULAK KALIPLAMA SİSTEMİNİN YAN ETKİLERİ VAR MI?

Yıllardır uygulanmakta olan bu yöntemin ciddi bir komplikasyonu yoktur. Ciltte kızarıklık, tahriş görülebilir. Henüz karşılaşmadığımız fakat teorik olarak mümkün olabilecek bası yarası veya iltihaplanma durumları gelişebilir. Uygulama sonrası yakın takip ve haftalık kontrollere gelerek olası yan etkiler gelişmeden önlenebilir.

kepce kulak ameliyati 1024x307

Bebekler Neden Ağlar?

Bebekler Neden Ağlar? 

Bebeklerin ağlaması çok doğal bir durumdur. Çünkü bebeklerin ağlaması sadece bir ses değildir onun hayatta kalması için kullandığı ve ailelerin anne baba olmayı öğrenmesini sağlayan bir sinyaldir. Tabi bebeğiniz ağladığı zaman endişelenmeniz özellikle ilk kez anne baba olduysanız kendinizi çok çaresiz ve yetersiz hissetmeniz normaldir.

Ama endişe etmeyin yalnız değilsiniz çünkü sizin gibi pek çok anne baba aynı duyguları yaşıyor. Normalde bebekler doğum anından itibaren ağlarlar. Ağlama onların bir iletişim şeklidir. Çünkü konuşamazlar ve maalesef konuşana kadar da ihtiyaçlarını ağlayarak dile getirirler. Doğal olarak da hiçbir bebeğin ağlamadan büyümesi mümkün değildir. Eğer bebeğiniz ağlıyorsa aslında size bir şey anlatmaya çalışıyordur. Önemli olan onun ağlamasının nedenini anlayabilmektir. Bu da ancak zaman içerisinde bebeğinizi tanıyarak ve tecrübe edinerek kazanabileceğiniz bir yetenektir. Gerçekten bebeğinize bakmaya başladıktan sonra onun açlıktan mı gazdan mı yoksa yorulduğu için mi ağladığını zamanla anlamaya başlarsınız. Ama bu tecrübeyi kazanmak biraz zaman alır. Bu süreçte de yapabileceğiniz en iyi şey sabırlı olup bebeğinizin ağlamasını anlamaya çalışmaktır.

Normalde gün içersinde bebeklerin çoğu 1-3 saat kadar ağlar. Ama 10 bebekten biri maalesef biraz daha çok ağlayabilir. Eğer böyle bir bebeğiniz varsa çok yorulmanız, çaresiz ve bitkin hissetmeniz çok doğaldır.

 Aglama Nobeti 1024x683

Bebeklerin Ağlama Nedenleri

1-Açlık: Açlık aslında bebeklerin en sık ağlama nedenidir. Özellikle bebeğiniz çok küçükçe açlıktan ağlaması daha sık olur. Çünkü bebeklerin mideleri ilk günlerde çok küçüktür. Bu nedenle sık emer ve sık acıkırlar. Çoğu anne 1 saat önce emzirdim. Daha bebeğim acıkmamıştır diye düşünür. Ama anne sütü çabuk sindirilir ve mideyi çabuk boşaltır. Bu nedenle bebekler çok çabuk acıkır ve ağlar. Ama mama ile beslenen bebekler daha uzun aralıklarla emebilir. 2 - 3 saat bazen 4 saat kadar acıkmayabilir. Çünkü mamanın sindirimi daha zor ve mideyi boşaltması daha geçtir. Kısaca bebeğiniz ufaksa ve ağlıyorsa öncelikle aç olup olmadığını kontrol edin.

2-Gaz Sancıları: Özellikle yine ilk haftalarda bebeklerin ağlama nedenlerinden biri de gaz sancılarıdır. Bu ağlamalar genellikle 2 veya 4. haftada başlar 40 güne kadar maksimum seviyeye çıkar ve genellikle 3 veya 4. ayda kendiliğinden geçer. Nadiren gün boyu sürse de sıklıkla akşam saatlerine biriken bu ağlamaların nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ama bebeğiniz güzel kilo alıyorsa ve doktorunuz tarafından altta yatan herhangi bir neden (enfeksiyon, alerji, reflü vb ) saptanmadıysa sabretmeniz ve destek almanız dayanmanıza yardımcı olur. Unutmayın bebeklerde yaşanan bu gaz sancıları geçici bir durumdur.

3-Kucak İstiyor Olabilir: Yeni doğmuş bebeklerin özellikle ilk aylarda anne karnındaki güveni hissetmeleri için çok sık kucak istemeleri normal bir durumdur. Dokuz ay anne karnında olan bebekler ilk aylarda kucakta olmayı severler. Çünkü bu onlara güven verir. Unutmayın büyümüş olan hiçbir bebek kucağa gelmez. Ayrıca bebeğiniz henüz onu kucakta tutacağınız kadar küçüktür. O yüzden onu istediği kadar kucağa almanız mutlu ve huzurlu olması ve ağlamasını yatıştırmanız için esas yoldur. Eğer kucakta tutmanız yorucu oluyorsa bir sling veya kanguru kullanmayı deneyebilirsiniz.

4-Yorgunluk: Ufak bebeklerin gün için döngüleri oldukça kısadır. 1 veya 1,5 saat içinde acıkır, emer, altını kirletir, uyur ve uyanır. Yani yorulur ve dinlemeye ihtiyaçları olur. Bebeğinizin ilk haftalarında onun yorgunluk ve uyku ihtiyacı olduğunu anlamakta zorluk yaşayabilirsiniz. Ama zaman geçtikçe bebeğinizin yorgunluk belirtilerini anlayama başlayacak ve onu sakinleştirmeniz daha kolay olacaktır.

5-Altını Kirletmiş Olabilir: Bebekler idrar veya kaka yaptıklarında derilerinde tahriş hisseder ve ağlarlar. Bez değiştirilmesi rahatlamalarını sağlayabilir. Bu nedenle bebeğiniz ağladığı zaman ilk olarak altını kontrol etmeniz önemlidir. Ama ilk aylarda bebekler bezlerinin değiştirilmesi sırasında da çok ağlayabilir. Çünkü bez açıldığındaki ve silinmesi sırasındaki ısı farkı onları rahatsız eder. Güvensizlik hissi verir. Ama zaman içerisinde alt değiştireme sırasında pratikleşmeniz ve onu rahatlatıcı oyuncaklar göstermeniz ağlamasını azaltacaktır.

6-Ortam Isısı: Bebeğinizin bulunduğu ortamın çok sıcak veya soğuk olması onu rahatsız edebilir. Kış aylarında oda ısısının 22-24 C olması yeterlidir. Pek çok anne baba bebeklerin elleri, ayakları ve burnu soğuk olunca bebeğinin üşüdüğünü düşünür. Ama vücudun uç kısımları her zaman soğuk olur. Bu bölgelere bakarak bebeğinizi ısıtmaya çalışmayın. Çünkü bebeklerin fazla ısınması onları rahatsız eder. Normalde bebeğinizin üşüdüğünü ancak onun karın veya sırtına bakarak anlayabilirsiniz. Bebeğinizin sırtı ve karın kısmı soğuk değilse bebeğiniz üşümüyordur. El, ayak ve burunun soğuk olması üşüdüklerini göstermez. O nedenle bebeğinizi fazla sıcak veya soğuk tutmadan ortam ısısına uygun giysiler giydirmek ağlamasını azaltabilir.

7-Hasta Olabilir. Bebeğinizi tanıdıkça ve onunla zaman geçirmeye başladıkça artık ağlamalarının tipini anlarsınız. Açlık mı gazı mı altını mı kirletti vb hepsinin ağlama şekli birbirinden farklı olur. Eğer ki bebeğiniz hasta ise onun ağlamasının farklı olduğunu çok kolay anlamaya başlarsınız. Ayrıca ağlama dışında ateş, iştah azalması, öksürük, burun akıntısı, kusma, ishal gibi bulguların olup olmadığını kontrol etmek gerekir. Ağlamaya bu bulgular eşlik ediyorsa doktorunuz ile görüşmeniz uygun olur.

Sonuç olarak bebeğiniz ağlıyorsa bu sizin yaptığınız bir hata nedeniyle değildir. Hatta pek çok anne baba kendini suçlu hissetse de bu sizin suçunuz değildir. Aslında bebekler ağlar. Ama ağlayan bir bebeğiniz varsa ona karşı duyarlı olup onun tek iletişim şekli olan ağlamanın nedenlerini çözmeye ve ona yardımcı olmaya çalışın. Yani bebeğinizi tanımaya çalışın. Gerekli durumlarda eğer ağlamasının altında fiziksel bir rahatsızlık olduğunu düşünüyorsanız doktorunuza danışın ve yardım alın. Bazen neden ağladığını bilemediğiniz ve kendinizi çok çaresiz hissettiğiniz zamanlar da olacaktır. Ama sabırlı davranmanız bu durumu aşmanıza yardımcı olur.

Bebeğiniz ağladığı zaman ona hemen yanıt vermeniz ağlamasının nedenlerini saptayarak onu rahatlatmaya çalışmanız önemlidir. Çünkü ağlamasının yatıştırılması onu psikolojik olarak rahatlatır ve aranızdaki bağın güçlenmesini sağlar. Hiçbir zaman bebeğinizi şımarık yapmaz. Eğer ağlamasını bir miktar görmezden gelirseniz o zaman daha fazla size bağımlı daha çok ağlayan bir bebeğiniz olabilir.

Büyümenin İzlenmesi ( Persentil Çizelgesi)

Sağlıklı çocuk yaşına uygun büyüyen, mental ve psikolojik açısından yaşına uygun gelişim gösteren ve herhangi bir hastalığı olmayan çocuk olarak tanımlanır. Çocuk doktorunun esas amacı da çocukların büyüme-gelişme açısından kendi potansiyellerini kazanmalarını ve olgun bir erişkin olmalarını sağlamaktır. Bu nedenle çocukların mutlaka belli aralıklarla düzenli olarak izlenmesi gerekir. 

Düzenli takip çocuk hastalıkları ve sakatlıklarını önler, çocukların genetik olarak sahip oldukları büyüme ve gelişmeyi yakalamasını ve sağlıklı üretken yetişkinler olmasını sağlar.

Büyüme anne karnında döllenme ile başlayan ve adölesan döneminin sonuna kadar devam eden bir süreçtir. Büyüme potansiyeli çocuğun genetik yapısına, hormonal yapısına, çevresel (beslenme) faktörlere ve psikososyal etmenlere bağlı olarak farklılık gösterir. Ayrıca sağlıklı bir büyüme için vücuttaki tüm organların da (kalp, akciğerler, böbrek) sağlıklı olarak çalışması gerekmektedir. Büyüme iki dönemde gerçekleşir. Birincisi anne karnında intrauterin dönemdeki büyüme, diğeri bebek doğduktan sonraki büyümedir. Anne karnında bebeğin büyümesi anneye ve bebeğe ait faktörlere bağlıdır. Doğumdan sonraki büyüme ise farklı yaş dönemlerinde farklı hızlarda seyreder. Doğum sonrası süreçte büyüme süt çocukluğu, çocukluk çağı ve ergenlik olarak üç dönemde izlenir. Tabi ki her bir dönemde büyüme hızı farklıdır.

Büyümenin izlenmesi çocuk sağlığı ve hastalık bölümünün en önemli pratiklerinden biridir. Bir çocuk hangi nedenle doktora gelirse gelsin mutlaka büyümesi değerlendirilmelidir. Böylece o anki gelişim ve beslenme düzeyi saptanabildiği gibi daha önceki ölçümlerle kıyaslanarak zaman içinde beklenen hızda büyümenin olup olmadığı veya beslenmenin düzenli yapılıp yapılmadığı kontrol edilir. Bunun için ölçümlerin son derece dikkatli ve doğru yapılması gerekmektedir. Çocuğun sağlığını olumsuz etkileyen herhangi bir durum onun büyüme gelişmesini olumsuz olarak etkileyeceği için çocukların büyümesi düzenli aralıklarla mutlaka takip edilmelidir. Büyümesinin normal sınırlar içerisinde seyretmesi çocuğun sağlığının iyi olduğunun bir göstergesidir.

Çocukların büyümesinin izlenmesinde düzenli aralıklarla yapılan vücut ölçümleri (antropometrik ölçümler) kullanılır. Vücut ağırlığı, boy ve baş çevresi ölçümleri en sık kullanılan antropometrik ölçümlerdir. Bu ölçümlerin yapılması zor değildir. Ama mutlaka titizlikle ve doğru bir şekilde yapılmalıdır. Tek bir ölçümden daha çok takip eden ve düzenli aralıklarla yapılan ölçümler daha güvenilirdir. Değişik kişiler ve değişik aygıtlarla yapılan ölçümlerde hata oranı yüksektir. Bu nedenle bir çocuğun büyüme parametreleri mümkün olduğunca aynı kişi tarafından ve uygun aygıtlarla yapılmalı, düzenli aralıklarla doktor kontrolleri gerçekleştirilmelidir. Genel olarak çocukların poliklinik takipleri doğumdan sonraki ilk 24-48 saatten sonra 5. ve 15 günlerde, ilk 6 ay aylık,6-24 ay arasında 3 ay, 2-3 yaş arası 6 ay arayla 3 yaştan sonra ise yıllık olarak yapılmalıdır.

 

Atropometrik Ölçümlerin Yapılışı

Vücut Ağırlığı Ölçümü: En sık kullanılan antropometrik ölçümdür. Tartı işlemi öncesinde tartının kalibrasyonu doğru, koyulduğu yüzey düzgün olmalıdır. Bebeklerin ve küçük çocukların ölçümleri yatarak veya oturarak bebek terazilerinde yapılır. Bebek tartılacağı zaman mutlaka çıplak olmalıdır. 2 yaş sonrasında çocuklar ayakta basküllerde tartılabilir. Yenidoğan bir bebeğin ortamla ağırlığı 3200-3300 gr dır. Doğumdan sonra 4. Ayda 2 katına, 1 yaşta 3 katına ulaşır. Vücut ağırlığı kısa zaman içinde çok büyük değişiklikler gösterdiği için büyümenin izlenmesinde çok duyarlıdır. Çocuğun yaşına göre ağırlığı hem kısa süreli hem de uzun süreli beslenme bozukluğundan etkilendiği için hem o anki hem de geçmişteki beslenme durumunu gösterir.

Boy Ölçümü: Boy ölçümü 2 yaşa kadar yatarak baş-ayak tahtası aletleriyle yapılır. 2 yaşından sonra boy ölçümü ayakta yapılabilir. Ayakta yapılan ölçümler yatarak olan ölçümlere göre 2 cm kısa çıkabilir. Yenidoğan bir bebeğin boyu yaklaşık 50 cm dir. İlk 1 yıl içerinde 25 cm, 1-2 yıl arasında 12 cm, 2-3 yaş arasında 9 cm, 3-5 yaş arasında 7 cm uzar. Daha sonra puberteye kadar 5-6 cm artışlar gösterir. Boy uzaması yetersiz beslenme ve enfeksiyonların uzun sürdüğü durumlarda etkilenir. Bu nedenle o andaki değil geçmişteki genel sağlık durumunun bir göstergesidir.

Baş Çevresi: Baş çevresi ölçümü başın en geniş yerinden ve esnemeyen bir mezura kullanılarak yapılır. Alın ortasından ve başın arka kısmının en çıkıntılı yerinden geçecek şekilde ölçülür. Ölçüm yapılırken baş sabit tutulmalı mezur kulakların altından geçmeli ve başın herhangi bir yerinde şişlik varsa dikkatli ölçüm yapılmalıdır. Doğumda bebeklerin baş çevresi ortalama 34-35 cm dir. Hayatın ilk 1 yılında baş çevresindeki artış belirgindir. Çocuk 2 yaşına geldiğinde erişkin baş çevresinin%90’nına ulaşmış olur.

        KIZ ÇOCUĞU İÇİN PERSENTİL DEĞERLERİ:

kızvucutl

        ERKEK ÇOCUĞU İÇİN PERSENTİL DEĞERLERİ:

erkek vucut

erkek boy